2 gün önce Yıldız Teknik Üniversitesi’nde hayvan deneyleri üzerine yaptığım konuşmadan sonra soru cevap kısmına geçtik. Dinleyicilerimizden biri beslenmesini tamamen değiştirdiğini, kıyafetlerini artık tamamen vegan seçtiğini, ilaç kullanması gerekirse eş değer ilaç kullandığını (bu konuda vicdanı çok rahat çünkü birileri icazet vermiş ve vegan ilaç kullandığını düşünüyor) yalnız geriye kalan birkaç endişesi olduğunu ve bu konuda yardım istediğinden bahsetti. Eski kıyafetlerini toprağa gömmek konusunda aklına yatmayan bir şeyler vardı.
Eğer bu yazıya eleştiri yazısı yazabiliyorsanız eminim hepiniz ya bilgisayarınızdan ya da elinizdeki akıllı telefondan yazıyorsunuzdur. Elinizdeki telefonların vegan olmadığını biliyor musunuz? Ya da kullandığınız bilgisayarın pillerinin? Peki ya kalem pillerin? Kullandığınız ilaçların hayvanlar üzerinde denendiğini biliyor musunuz? Hayvan sömürüsü hayatın her anında var maalesef. Ancak bu durumda bile veganların birbirlerine veganlık öğrettiklerini görüyor ve çok üzülerek insanların kimin daha çok vegan olduğunu kanıtlama çabasına girdiği tartışmalara tanık oluyorum. Az et tüketimini savunanlara “daha az katil ol diyebilir misin” benzetmesi yaparak veganlıktan daha azını önermememiz gerektiğini söylüyoruz. Peki veganlığın sınırlarını kim çiziyor? Akıllı telefonlar üretilirken öldürülen hayvanları saymıyor muyuz? Onları öldürmeye sebep olmak katil olmak değil mi? Ya her kullandığımız antibiyotik aslında hayvanların ölümüne yol açıyorsa?
İlk aşama hayvan deneyleri
Her ne kadar ilaç geliştirme konusunda hayvan deneyleri yanıltsa da mevcut sistemde ne yazık ki yapılan ilk uygulamadır.
Son 1 yıldır özellikle hayvan deneyleri konusunda yüzlerce bilimsel yayın, onlarca kitap okudum. Hatta Türkiye’de ilk defa bu konuyla ilgili uluslararası hakemli dergilerde yayınlanmak üzere Yağmur Özgür Güven ile bilimsel makaleler yazdım. Kendilerini “gerçek vegan” olarak kabul eden insanların “ilaç eşdeğeri kullanıyorum bunlar vegan çünkü” söylemlerini “vicdan rahatlatma” olarak görüyorum. Nasıl veganlıktan daha azı önerilemezse ilaç eşdeğeri saçmalığı da önerilemez. Bu noktada bahsi geçen eş değer ilaçların niçin vegan olmadıklarını size basitçe anlatayım.
Diyelim ben a firmasıyım ve xyz-xds molekülü ilacını geliştireceğim. Önce hayvanlar üzerinde deniyorum. Yan etkilerine bakıyorum. Sıkıntı çıkmadıysa sonraki aşamada gönüllü insanlar üzerinde deniyorum. Oradan da geçerse patentini alıp piyasaya sürebiliyorum. Aradan 10 sene geçiyor ve benim patent hakkım bitiyor. B firması benim patentini aldığım xyz-xds molekülünün formülünü benden alıyor, üretiyor, hayvanlar üzerinde denemeden, eşdeğer olduğunu insanlar üzerinde kanıtladıktan sonra direkt piyasaya sürüyor. B firmasından aldığım ilaç hayvanlar üzerinde denenmemiştir diyebilir miyiz? Hayır tabi ki! Burada önemli olan xyz-xds molekülünün keşfidir.
Muadil ilaçlar vegan değildir
Hangi firma olursa olsun molekül üretiliyorsa başta yapılan hayvan deneyleri neticesinde o ilacı üretebiliyordur. Molekül bulunduktan sonra hangi firmadan aldığınızın bir önemi yok çünkü bir daha molekülü bulan firma da dahil hayvanlar üzerinde deney yapılmıyor. Birkaç yıl sonra b firması da “qwe-rty” molekülünü bulmak için hayvanlar üzerinde deney yapacak. Ben a firması olarak b firmasından formülü alacağım ve üretip hayvanlar üzerinde denemeden piyasaya süreceğim. Az önce a firmasından almadığınız xyz-xds molekülünü b firmasından almıştınız. Şimdi de qwe-rty molekülünü a firmasından mı alacaksınız?
Bugün eczaneden aldığınız neredeyse her molekül keşfi sırasında hayvanlar üzerinde denenmiştir. İlaç moleküllerinin bulunması aşamasında hayvanlar üzerinde yan etki testleri yapılır. Molekül bulunduktan sonra a firması da b firması da olsa ilacı üreten bütün firmalar başta yapılan hayvan deneylerinin sonucu baz alınarak ilacı üretir. Önemli olan moleküllerdir markalar değil. Yanılgıya düşmeyin. “gerçek veganların” hoşuna gitmeyecektir bu söylediklerim. İlaç kullanımı konusundaki tek çıkış kapılarını da kapatmış oluyorum. Ne kullanacağız diye soruyorsanız, şimdilik gerçekten bilmiyorum. Bu biraz da sizin ne kadar “gerçek vegan” olduğunuza bağlı ya da veganlık çizgilerinizi nerelere çektiğinize, ya da gözlerinizi nelere kapattığınıza…
Hayvanlar üzerinde deney yapılması karşıtları olarak edinmeye çalıştığımız kazanım moleküllerin keşfi anında hayvanlar üzerinde denenmesine engel olmaktır, bu yüzden in vitro çalışmalarının, kök hücrelerden üretilmiş gerçek insan dokularının, organ chiplerinin kullanılmasını yaygınlaştırmak için toplumsal bilinç oluşturmalıyız. Bu sayede sesimizi yükselterek ve tepkimizi göstererek, ilaç firmalarını, bilim insanlarını zaman içerisinde hayvanların kullanılmadığı bilimsel yöntemlere yönlendirebiliriz. İlaç eşdeğeri kullanabiliriz diyerek hayvan sömürüsünün nihayetinde son bulacağı bu süreci uzatmayalım.
Oğuzcan Kınıkoğlu
Bir yanıt bırakın